Sayfalar

29 Eylül 2017 Cuma

Ve Son

Her şey bitti artık ümidimi kestim yavaş yavaş unuttum sanki kanser gibiydi de yavaş yavaş kanımdan süzülerek çıkıyor gibi düşünün bu blogu okurkende her şeyin bittiğini bilerek okuyun diye yazıyorum hayal, umut falan beklenti hiç bir şey kalmadı hepsinin anası sikildi sonuna kadar pişmanmıyım peki pişmanım neden mi hattinden fazla değer verdim gitti değer vermesem yine gidecekti belki ama ben de çabalamamış olacaktım. ona ait her şeyi sildim bu blog hariç bunu da bir hatırası olsun diye saklıyorum sonuçta emek verip o kadar yazdım kimse kendine pay çıkarmasın hoşçakalın....

24 Haziran 2017 Cumartesi

Belki Yeni Bir Sayfa

Uzun zaman sonra beklemedğim bir şey oldu mesaj attı. Mesajını görünce bütün dünyam değişmişti gerçektende öyle oldu. Yaşıyorsak hala bir umut var cümlesi boşa kurulmamış o kadar şeyden sonra tekrar konuşabiliyorum kendisiyle. İlk başta gidecekti sadece özür dilemek için gelmişti beni kırdığı için, sonra o kadar gitme dedim ki ben bile sayamadım. Sonra ne? mi oldu. Gitmek isteyince hiç bir şeyin önüne geçemediğini bildiğim için mutlu ol umarım sonra görüşürüz dedim ve bitirdik, size size o saniyeleri hesaplayabilirim tek tek o anı kare kare bulanık yaşadım belki önce profil fotoğrafı kayboldu sonra “çevrimiçi” yazısı kayboldu. Sonra “çevrimiçi” yazdı tekrar sonra yine gitti tekrar “çevrimiçi” yazdığında profil fotoğrafı geri geldi, sonra “yazıyoz...” yazısını gördüm. Gülerken ağlıyordum belki yine tuhaf duygular içerisindeydim ve geri geldi bana arkadaş olarak kalsak da geri döndü. Sevgilisi varmış bana yanlız kalmak istiyorum diyen kızın sevgilisi varmış meğersem... “GİT” diyemedim çünkü onu o kadar çok seviyordum ki yanımda olması için zorda olsa her şeye katlanabilirdim... bu satırlarımı bile gözyaşı dökmeden yazamıyorum, kafamda deli gibi sorular vardı hiç birini soramadım diyeceklerim vardı diyemedim sadece sustum gelişine sevinirken diğer yanım acıyordu. “Ne eksiğim vardı” diyemedim, ben onu öncesiyle ne olduğuyla ilgilenmiyordum ben onu o olduğu için seviyordum kiğ çok farklıydı diğer insanlardan. Sevgimin aşırı olması mı bozmuştu bütün düzeni acaba yoksağ diğer insanlar gibi yavşakmı olmalıydım. Bakın bazen kelimelerimin sonunda “ğ” kullanıyorum mesela o bunun bir alışkanlığı ve benimde hoşuma gidiyor. bazen sinirlenicem kendisine ama bu gece yaptığım gibi o anda hiç bişey demeden bir bahane bulup bir süre yazmıyacam, mesela bugün attığı bir ekran görüntüsünde arka planda sevgilisi ile fotoğrafları vardı. İçimi çektim sadece nefesimi tuttum bir süre kendime gelmek için dişlerimi sıktım bütün vücudum gerildi belkide ama bişey diyemedim sadece “iyi geceler” diyip bu yazıyı yazmaya başladım. Benim burda canım yanarken o başkasına gülüyor belkide. Önemi yok sabah kalkınca normale dönücem her gün onunla hayal kurarak tırnaklarımla kazıyacam duvarlara aşkımı ve sevgimi hiç bir şeyin önemi yok yaşıyoruz ve aynı gökyüzünün altındayız hâla bir umut var...

25 Mayıs 2017 Perşembe

Ezberlediğim Yüz Hatlarin Kayboluyor Artık

sana yazıcaktım bir şekilde bu mesajı sana ulaştıracaktım ama yapamadım artık ne kadar hâlâ ayaktayım desemde bittim ve döküldüm ama olsun...

    Okumaya başlamadan bitirme sadece önyargılarını kaldırarak oku şu 3-5 satır metni. her yerden engel attın yazdığım tek kelimeydi "merhaba" cevap versen nasıl olduğunu sorup rahatsız etmiyecektim, bu zamana kadar nerdeydin diye sorabilirsin "bu zamana kadar bi kere bile iyi misin? diye sordunmu'da şimdi soruyosun" diye sor, evet yazmadım ama yazmadığım iyi olmadığını bilmemem anlamına gelmedi vazgeçmedim sadece bazı şeylerin unutulmasını istedim. sana uzak olmam ne zaman ankarada olduğunu ne zaman antalyaya geldiğini bilmeyeceğim, senin ygs ye sincan anadolu lisesinde girdiğini bilmiyeceğim veya ygs den barajı geçtiğini bilmeyeceğim anlamına gelmiyor. bence bunlara burger kingde çalışmak isteyip de ailenin izin vermemesi, gazi üniversitesi yada ankarada bir yerde çocuk gelişim okumak istediğin, dövme yaptırdığın yada sen söylemesen bile konyaaltında ve kemerde nerde oturduğunuzu bilmemide ekleyebiliriz. hani demişsin ya herkes sever önemli olan canından çok sevmekte ben onu yaptığımı düşünüyorum seni canımdan çok sevdim. en azından arkadaşca kalsaydık iyi olduğunu senden duysaydım beni sevmesende en azından birazcık değer gösterseydin keşke... aşkta, sevgide gurur yoktur bayan ben her şeyi ayaklarımın altına alıpta sana geldim oysa ki. "bu hala neyin ısrarı" deme ısrar veya başka bişey değil bazı gerçekleri gör kabullen diye...

30 Ocak 2017 Pazartesi

Kaybolmuşsun


Sen teslim olmuşsun ne olacaksa olsun deyip, sevmişsin. Sen alabileceğin en doğru karar yerine, yapabileceğin en güzel hata yerine, yaşayabileceğin en güzel duygu yerine sevileni koymuşsun.
Sen kaybolmaya razı olmuşsun, mahvolmayı tükenmeyi bile kabul etmişsin. Ve acısı acın olmuş ömrünü ömrüne katmışsın.
Kendine dair her şeyden vazgeçmeyi göze almışsın, unutmuşsun kendini. Geceye küsmüşsün, hayallerini değiştirmişsin baştan sona. Kafandaki sesleri umursamaz olmuşsun, içinde yaşayan güçleri boş vermişsin. Ait olmuşsun sen bütün benliğinle.
Sen bitmeyi göze almışsın. Sanki en fena günlerini unutmuşsun, yine yaşam bulmuşsun. Bir çift ve tek ruh, tek soluk olmuşsun. Sığınacağın yuvanı bulmuşsun. Gözyaşında saklayıp bir daha ağlamamayı kabul edeceğin ruhu bulmuşsun. Gerçek dünyayı bile artık yaşanılabilir bulmaya başlamışsın. Düşüncelerin dolmuş, içinden taşmış. Kontrolünü kaybetmişsin, dinle sen çoktan delirmişsin ki bu delilikten de memnunsun.

şimdi korkuyorsun. Asla dediğin tüm tekrarlarının beşeri acılarının seni yakmasından korkuyorsun. Sen kırılıp tam toparlanmışken paramparça olabilme ihtimalin yüzünden geri çekiyorsun kendini. Sevmeyi hissetmek istiyorsun, ağlamak istiyorsun. Kendini kaybedip sevilenin ruhunda yine bulmayı istiyorsun. Sonunu düşünmeden, biraz sonrası için endişe etmeden sırf sevmek istiyorsun fakat yorulmuşsun. Sanki her şeyi yaşamış da bıkmış gibisin. Pişmanlıklarında boğuluyorken yeni pişmanlıklara hazır değilsin. sonsuz bir girdaba sürüklenmeyi bütün kalbinle istiyorsun lakin çırpınacak gücün kalmamış. Kelimelerden korkuyorsun, kendini anlatamamaktan korkuyorsun. Aldığın bütün kararları bozup kendinle yeni bir iç savaşa girecek kadar güçlü de değilsin. Ruhunda mevcut olan bütün güven duygusu emilip bulunmaz olmuşken, yeni bir  güveni en baştan en yıkılmaz haliyle işlemeye çalışıyorsun. Ve sevmeyi seviyorsun. Ve ne olacaksa olsun deyip teslim oluyorsun. nedeniyse sen aşık olmuşsun, mevcut olan her şeyi köşelere itip, ruhunun tamamına sevileni doldurmuşsun.

26 Ekim 2016 Çarşamba

Vazgeçişler


Yine yazmak geldi içimden gece geç oldu ama kelimeler kendiliğinden dökülmeye başlayınca hemen çıkarttım bilgisayarımı, başladım yazmaya. Hani ilk olmak varya, ilk olupta sonununda olması. Sonsuzluk istenipte sonsuzluğu kabul edememek veya da verilen değerleri bir köşeye atmak. Size biraz yaşadığımı anlatıyım evet belki sıkılacaksınız yaşamadıysanız, ama ben yaşadıktan sonra her aklıma gelişinde tekrar tekrar boğuldum. Sevdiniz ama sevilmediniz, sonra vazgeçip başka omuzlarda nefes almaya başladınız, belki de başkasının elini tuttunuz. Her seferin de de yeni yüzlerle hayal kurdunuz, belki hayal kurmadınız sadece öyle görünmek istediğiniz için öyle yaptınız. Ilk senle yaşadım bütün duyguları, hatırlasana ilk senin elin tuttum salmak istemedim. Belki bir bayandan alabileceğim en masum öpücüğü ise yanağıma senden aldım. Annemden sonra sen, düşünsene omuzuna yattığım günü ne kadar da güzel di. Dünyanın en mutlu insanıydım ki şüphesiz bunu sen de dahil kimse itiraaz edemez. O gün ayağını yaraladığında yaranı öpüp "geçti mi? " dememek için kendimi zor tuttum. Beynimde bir şeyler dönüyordu belki ama açığa çıkaramıyordum. Sonuç ne şekilde değişecekti bayan, senin beni kabullenmen için ne yapmam lazımdı. Galiba yanlış zamanda gelmiştim, yanlız kalmak istediğin zamanda diğer yarın olmak istedim. Hani olmak isteyipte olamamak, ama sen olacak birilerini bulup onlarla yaşaman. Ne garip değil mi seni her şeklinle kabul ettim ne olursan ol diyerek. Sen her şey olabilmek varken yarım kalmayı seçtin, sonra bütünleşecek başka biri. Sevecek mi benim kadar? Üstüne düşecek mi senin? Seni benim kadar araştırabilecek mi? Yoksa konuştuğu kadar mı bilecek, eğer kör değilse benim kim olduğumu da soracaktır o zaman. Ya sen, aklına gelecek miyim? Adam gibi seven gidecek bir yerim vardı orayıda yıktım mı? Diyeceksin. Bak bayan bu gün'e kadar bekledim şu saate kadar bekledim. Bekledimde neye yaradı? Hiç bir şeye. Artık bu bekleyişlere son vermeliyim sonra da belki arkama bakmadan devam etmeliyim. Senden özür dilerim. "Benden gelecek bekleme" dedin ben tam 272 gündür senden gelecek bekledim. Uzatmayalım bayan beni istemedin bende gidiyorum artık, gidebildiğimin ötesine gidiyorum.

6 Ekim 2016 Perşembe

Anlamsızca

Rastgele yazacağım. neden bahsettiğimi bilmiyorum,muhtemelen bilmeyeceğim. Yazdığım hiçbir cümleden bir anlam çıkmasın istiyorum lakin biliyorum, ruhum her kelimeme anlamlar yükleyecek. Belki şahsımı aradan çekip ruhum ve kalemim içinde şifrelenmiş kelimeler yazacağım ve bilincim bunun farkında olmayacak. lakin içeride birisi, hepsini hissedecek.
bilincinde olmak yani bilmek ve hissetmek ayrıcalıklı şeyler. Bilincin, aklın, varlığın bilir ama benliğin, ruhun, kalbin hisseder. genellikle neler olup bittiğinin farkında değilim fakat hissediyorum ve bu muhtemelen ruhumu yoruyordur. şu sıralar ondan biraz uzağım.

 Cümlelerim belki bunu okuyacak muhtemel sima insandan birini, belki beni, kalbimi etkileyecek. Geçmişten bir şeyler hatırlatacak yada geleceğe yönlendirecek. Belki birilerini en içinden etkileyecek belki de kimse, ben dahil, bir anlam veremeden okuyup geçeceğiz.

 Bazı kelimeleri yanlış yerlerde yorduğumu düşünüyorum. Kelimeler, kişinin hisleridir, onlar kadar özeldir ve onları yanlış hallerde, yanlış yerlerde kullanmak, yanlış satırları doldurmak çok aşırı büyük bir pişmanlık.
Zihnimin duvarlarına kazıdığım önemli cümlelerden biridir ki; en derin, en berrak sanılan denizlerin gerçekte insanı içine çeken korkunç bataklıklar olduğunu öğrenmek, katlanılamaz bir çaresizlik hissi bırakıyor ruha. Bataklıkta çırpınırken fark ediyorsun ki, bu çaresizliğin değil. Yüzdüğünü sanarken battığını fark etmen gerçekte en büyük kurtuluşun. Sonra bir dal parçası bulursun, tutunur kurtulursun. lakin bu dal parçasının bir yılan olmadığından emin olmazsan, boğulmaya mahkumsun. Batarken itimat duygunu yitirmişsen, kulaçların seni kurtarır.
Bana gelince beni dibe batan bir tanesi olarak, kulaçlarım kurtardı.  bundan sonra ellerimle tutuna tutuna bulutların üzerine doğru tırmanıyorum.
sırf denize döktüğümü  sandığım özel kelimelerimin boğulmasına üzülüyorum. Kendimi kurtardım, pişmanlığım şimdi güzel kelimelerimin yanlış suda, bataklıkta batmasına. Kelimelerimin harcanışına üzülüyorum. Hayallerimin kırılışına, gözyaşlarım bunun gibi kalbimden akıp gidişine üzülüyorum, onlar masumlardı ve güzellerdi. yalnızca yanlış kurulmuşlardı. Hayalin doğrusu yanlışı olmaktadır mt., oluyormuş.

Bu gece yazabilmek için dans ettim.
akşam olunca yazmak daha pratik. Zihninin içindekiler en konuşkan saatlerinde fakat dışarısı sessiz. tüm yalanların ve tüm gerçekliğin farkındasın ve elinde boş satırlarınla aşık olduğun kelimelerin mevcut. Yazabiliyorsun, yalanlara üzülmeyi bırakınca, gerçekliği sorgulamaya başlıyorsun.
önüne hayali bile olanaksız gelen hedefler koymuşsun. Ne yapmak istediğini düşünüyorsun. Kendini keşfetme çabaları da akşam olduğunda ortaya çıkıyor. Kim olduğunu bulmaya, ruhunu tanımaya çalışıyorsun ki bu da fakat kaleminle oluyor.

çantamdan kelebek çıktı. Kelebekler bir gün yaşamıyor. 3 gündür burda bir kelebek mevcut ve odada benimle beraber yaşıyor. Güzel bir kelebek olduğunu söyleyemem. Ki bu bana onun bi\` kelebek olup olmadığını da sorgulattı. Sanırım o prensini bekleyen külkedisi.

Son sözünü az ilerde uyuyan köpekten diğer kimse bilmiyor. Cesedini bulduklarında son sözünü söylemesinin üzerinden iki hafta geçmiş. Ertesi gün köpeğe araba çarptı. Adamın son sözünü kimse bilmiyor. Adamın kim olduğunu da bilmiyorlar. Köpeğe cenaze töreni düzenlenecekmiş. Haberler söyledi.

bayan yüzümdeki tüylerden bıktım diyerek cımbızı alıp tüm kirpiklerini yoldu. Güzel bayan-dı.

Dilini yaktı. Sıcak çikolata değil çakmakla.
Psikopat olduğunu sanıyordu. soluk alması daha büyük delilikti.

Kibritçi kız da bir kibrit daha yakmış ve hayallere dalmış.

Bu kız daha evvela yazdığı sayfaları yaktı,itiraf ediyorum bu kız ordan burdan etkilendi.

 Yazmak istiyorum,kağıtta kan lekeleri görene dek. Ne yazdığımı bilmiyorum lakin eminim ruhum hissediyor bir yerden. şu sıralar ondan biraz uzağım. gündelik işlerim içinde ve hatta günlük duygusuzluğum ve umursamazlığım içinde benimle pek konuşmuyor. fakat hayat diğer çeşitli ilerlemiyor. Duygularıma hapsolmak kurduğum bütün hayalleri öldürüyor. Beni ellerim kaymadan
bulutların üzerine tırmandıracak gücü, mantığımda, duygularımdan çok aşırı uzakta buluyorum. ama tam olarak hissizleşmemek için de, işte böyle yazıyorum. çoğunlukla kelimelerimi geceye bırakıyorum. Herkes sessiz, ruhum yıldızlarla sohbet ediyor, zihnimdeki sesler süre zaman figan atıyor, satırlar dolup taşıyor. Ben bunların oluşturduğu bir bütünüm yalnızca. Hislerim,kelimelerim,hayallerimden oluşan bir bütün. Huzurlu hissediyorum, hem ruhumda hem bilincimde.
Kelebek hala ışığın etrafında dönüyor.