Bu Aralar İşlerimden Dolayı Yazamıyorum Arkadaşlar Kusura Bakmayın Geceleri Yazmaya Çalışacağım
23 Haziran 2016 Perşembe
17 Haziran 2016 Cuma
Değer Vermek Önemlidir Ama Doğru Kişiye
Insanlar sırf birileri
tarafından değer görüldükleri için böyleler çünkü birini kaybetme korkusu yok.
Beni kaybetse de yerimi dolduracak onca insan var çünkü. Evet vazgeçtim artık
sırf ben burda üzülürken o orda güldüğü için vazgeçtim ama pes etmedim. Hırs
yaptım bir şeyler için. Değer verilecek kişilerin aslında değer görmeye
değmeyecek insanlar olduğunu anladım. Şimdi ne kadar çaresiz görünüyorsam; sıra
bana geldiğin de de o kadar acımasız olacağım. Evet bayan seni seven ve gidecek
olduğun bir yerin vardı ama orayı yıktın kendi ellerinle. Bugün en çok da beni
egon üzdü seni hiç böyle birisi olarak tanımamıştım. Başkalarına öyle söylemen
beni öyle anlatman gerekmezdi tıpkı bir salak gibi. Işte bunun için sana geri
döneceğim bayan. Bu dünyada hep ben ezildim. Allah da şahidim olsun ki beni
ezen herkesi ezmek için teker teker geri döneceğim. Bizim sevgimizi suistimal
ettiniz. Bu dünyada bir tek sen tarafından doğru anlaşılmak istedim. Ama bunu
bana çok gördün. Sen benimle bir kez bile içten gülmedin lan. Bir kez bile,
seviyor gibi bakmadın. Lan sen benimle hiç mutlu olmadın. En çokta buna ölünür.
Sana tavsiye bayan sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin ama herkesi
değil seni gerçekten seveni. Ama sen, seni tüm kusurlarına, hatalarına, her
şeyine rağmen sevebilecek birini kaybettin. Sen, benden daha büyük kaybettin.
Deliler gibi ağlattığın insanın gülüşünede deliler gibi muhtaç kal. En çok da
dışarıya gülerken ben seni unuttuğumu düşünüyosunya ona üzülüyorum aslında bir
gün bile aklımdan çıkmadın. Her güldüğümde içimde bir çam parçası battı. Işte
ben karanlıktım seni gecemin parlayan ayı yapacaktım ama sen sönük bir yıldız
olarak kalmaya ısrar ettin. Işte senin tabirinle zarar verme evresi benim için
en zor kısım burası şimdi senin beni unutmanı beklemem lazım falan falan. Ben
gerçek anlamda deli psikopat biriyim.
4 Haziran 2016 Cumartesi
Hayat Hep G*tünü Bize Çevirdi
Niye bilgisayarın üstüne
bu kadar düşüyorsun diye soruyorlar. Başka dostum yok diyorum.
Anlamsızca 1-2 saniye baktıktan sonra "ben varım"
diyorlar. Ben insanlar yerine bilgisayarlarla konuşmayı tercih
ediyorum.
Bu yaşta insanlarla
konuşarak bir yere varamam. Şu anda sadece bilgisayarım olsun
yeter başka kimseye ihtiyacım kalmaz o varken. Hem iyi hem kötü
günümde yanımda olur, bazen yaptıklarıyla miğdemi bulandırır
ama onu ne yapsada çok severim. Onun hastalanma ihtimalini ortadan
kaldırmak içinde çok iyi bakarım ona. Hangi bir insanla
sıkılmadan aylarca birlikte oturabilirsiniz, tabi ki de kimseyle.
Ben ise kendimi bildim bileli bilgisayarın başındayım. Küçüktüm
bisikletimi almaya giderken arabaya çarpılmamla başladı her şey.
Ayağım 2 yerinden kırıldı. Sonra babam vakit geçirmem için
bilgisayar aldı. Daha okula bile başlamamıştım o zamanlar. O
günden sonra ben normal çocukluğumu hiç yaşayamadım. Diğerleri
gibi hiç eve üstümü kirleterek gelmedim; çünkü hep
bilgisayarın başındaydım. Kimsem yoktu bilgisayara sarıldım.
Gerçek hayatta ezildim, sanal ortamda ezdim. Hiç bir kızla
konuşamamıştım dahi. Şimdi ise ilk defa sevdiğim bir kızı
kaybettim. Bunun acısını da size burdan anlatsam inanmassınız.
Şimdiye kadar hep hayali
karakterlerime aşıktım. Şimdi ise hayali karakterlerimden güzel
ve daha iyi birini buldum. Hiç bir şey hayallerdeki gibi yolunda
gitmiyor. Işte bu yüzden hep hayal kurarım hayallerde her şey
yolundadır.
2 Haziran 2016 Perşembe
Yıldızlar Masumdur, Kayan Yıldızları Serbest Bırakın
Hiç denedin mi bahçeye
uzanıp yıldızları izlemeyi ? Ben denedim arkadan gelen kuş
sesleri, cır cır böcekleri, çekirgelerin sesleri, bir yandan
parlayan ay ve yıldızlar çok masum duruyorlardı. Kayan yıldızlar,
ölümlerimi haber verir yoksa yeni dilekleri mi ? Vazgeçişler mi?
Umutlar mı? Bulutsuz açık huzurlu bir gecede gördüğümüz
dolunay hep aynıdır. Fakat bakışlar hep değişir, nasıl
bakarsan öyle görürsün; bazen nefret bazen sevgi doludur.
Kayan
yıldızlara hep dilek tuttum, olmasını istediğim şeyler için
bazen durup düşündüm çok mu fazla şey istiyorum onlardan. Ama
etrafıma baktığımda benim sahip olamadıklarıma sahip olmuş bir
çok insan gördüm, çoğu da mutlu değildi. Ya ben sanki böyle
çok mu mutluyum. Seni istedim diye çok mu şey istemiş oluyorum.
Kayan bir yıldıza dilek tutanlar, umutlarını saklar onlara. Kayan
bir yıldız, en büyük dilekleri gerçekleştirmezse, o günden
sonra bütün yıldızlardan umut kesilir. Eğer sevileni götürürse,
geceler kabuslar olur, yıldızlar dökülsün istenir. Peki ya kutup
yıldızı; kutup yıldızına bakarak yolunu bulanlar, onlara
teşekkür eder. Korkularından saklanmaya çalışanlar, yıldızların
aydınlattığı karanlıklara kaçamaz, üzülür. Ay ve
yıldızlardan ilham alarak kalemini kıpırdatan bir kız, onlara
sevgiyle gülümser.
Karanlıktan korkan bir
kadın, geceleri yıldızlara sığınır. Aşık bir adam,
sigarasını onlarla yakar. Halbuki yıldızlar suçsuzdur. Tek sorun
geceye ait olmalarıdır. Fakat insanlar da suçsuzlar. Bakışlarını
yaşadıkları değiştirir. Ister sevinç olsun ister hüzün.
Gözyaşları masumdur. Ağlayanlar masumdur. Duygusuz insanlar
ağlayamazlar, hep birilerini üzmeye alışmıştırlar artık.
Duygularıyla hareket edemedikleri için karşısındaki kişinin
kırılıp döküleceğini bilmezler. Masumum ama yanlışlıkla
ağızdan çıkan 2 kelime bitirdi her şeyi. Sadece bir bahaneydi
ama suçu hep kendimde aradım. Yıldızlara sigara yakmak varken ben
ona yaktım.
Katilime Aşığım
Yanlızken bir hiçim,
aslında şimdi öyleyim. Seninle konuşmaya başlamadan önce
yanlızlığa alışmıştım. Yanlızlık besliyordu beni, etrafımda
kimse yoktu, sadece kendim ve bilgisayarım karanlık panjurlar
arkasında havasız bir odada sadece bilgisayarın ışığıyla
beslenen biriydim.
Şimdi ise ben ölüyüm. Sen beni öldürdün,
katilimsin ve ben katiline aşık bir adamım. Ben katilimin mezarıma
gelmesi için dua ediyorum. Ben katilimi çok özledim çünkü...
canım canıma batıyor, çok acıyor, hayal kırıklarım ağlıyor,
kimse beni anlamıyor, senden vazgeçemiyorum, kimseyi seni sevdiğim
kadar sevemiyorum.
Her şeyde sen ön planda geliyorsun. Ben pes
etmedim, vazgeçmek istedim ama olmadı. Karanlık ve buram buram
yanlızlık koktum. Gelmeyeceğini bildiğim için ölüyorum. Ben
seni istiyorum imkansıza aşığım, imkansızı başarmak da çok
zor. Hani olur ya anneni kaybedersin canın yanar ağlayacak bir omuz
ararsın ama annen yoktur onu o kara topraktan çıkartıp diriltmek
istersin işte tam olarak bu kadar imkansız senin bana geri dönmen.
Ben yine özür dilerim hala seni seviyorum ve biliyorum ki sevgim
seni rahatsız ediyor... Affet sevdiğim.
1 Haziran 2016 Çarşamba
Beni Unutma Bayan, Seni Unutmam
Ben unutmam sen unutursun
hayatından silersin 1 sene sonra karşına çıksam karanlıktan
aydınlatacak olduğun ama yapabileceğin halde dipsiz boşluğa
attığın o insanı tanımassın. Gün gelir canımın en içi, en
büyük kahroluşum olursun. Kafamda sorular var dillendirmeye
korktuğum. Nedenler ve nasıllar. Bu kadar sorunun içinde saklanan
bilinçsizlik, üzüyor beni. Şiirlerim olursun yada yazdığım son
destan, diğer bir deyişte son pişmalığım, son mesnevi. Bunu
üzerine al bayan. Bana unutuluyor, unutuyor deme, ben unutmam.
Parmak uçlarından avuç
içlerinden öperim. Belki de benim derdim yazmaktan acımaya
başlayan parmaklarımda. Susmaktan dudaklarımda kalan kahve kokulu
kelimelerdedir. Ve yine kahve içmekten acıyan dudaklarımdan sarhoş
olan zihnimde. Benim bütün derdim, belki de yazıp yazıp acımadan
sildiğim o sayfalarda. Senin okuyamadığın ama bir çok acı dolu
o sayfalarda.
Belki kimseye ihtiyacın yok ama düşünsene sana
ihtiyacı olan birileri var. Bu çok zor işte. Duyulmayacağını
bile bile aya karşı konuşmak ve okunmayacağını bile bile
parmakların kanayana kadar yazmak. Yazacak kelimelerim azalıyor
artık, kelimelere yetmeyecek kadar acıyorum kendime ve halime.
Basitleşen duygular. Belki de kural budur ki üzerine titrediğimiz
her his sonradan basitleşir. Mesela bazı hayaller hayalken daha
güzel. Veya da böyle inandırdık kendimizi. Biraz düşünürmüsün
belki bu umutsuzluğumuzun tesellisiydi. Belkiler, keşkeler
öldürüyor beni içten içe zihnimin en kuytularına çiviyle
kazıdığım cümleler, şimdilerde yalan olduğunu anladığım
kuytular.
Kelimeler Kendiliğinden Dökülür
Konuşamadığım için
yazarım, susarım ama sessizliğimi de satırlara bırakırım. Çoğu
zaman ne yazdığımı bilmem kelimeler dökülür satırlara
kendiliğinden. Bazı zamanlar olur, yazacak çok şeyin vardır,
kelimelerin olmaz. Düşüncelerini susturamassın her şeyin önüne
geçer.
Hani bazen konuşacak çok şeyin olupta kimsenin olmaması
gibi. Ya da milyonlarca düşünce kafanı kurcalarken, oturup hiç
birini toparlayamaman gibi. Onu öyle bir seversin ki ondan başka
neyi sevdiğini, neyden nefret ettiğini karıştırırsın. Yani hiç
sevmediğin şarkıyı bile saatlerce dinlemen gibi. Sırf canın
acıyor diye yüzünü buruştura buruştura şekersiz kahve içmen
gibi.
Işte en kötüsü de ne biliyormusun ? Bazı zamanlar olur,
hayat ne güzel diye mutlu olurken; bazı zamanlar olur, hangi ateşde
yansam, hangi denizde boğulsam diye düşünürsün. Bazı zamanlar
ise ağlamaktan kalbin acır dermanın kalmaz, bazı zamanlar
gülmekten gözlerinden gelen yaşa sahip olamassın. Yazacak
tonlarca kelimenin, düşüncenin altında ezilirsin bazen, ya da
söylemen gerekip te söyleyemediğin sözlerin. Sayfalar boş kalır,
sen boşluğa düşersin. Sonu gözükmeyen öyle bir dipsiz
boşluktur ki, kelimelerin yetmez. Satırlar susar hatta küser.
Bazen öyle şeyler olur. Ne olduğunu kendinde anlayamassın...
"Kaç güzel şair
kaybolmuştur, sahibine ulaştıramadığı şiirlerini susa susa?
Kaç yazan ruh, gömülmüştür
satırlara, kağıtla buluşturamadığı satırlarını susa susa?"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)