Sayfalar

26 Ekim 2016 Çarşamba

Vazgeçişler


Yine yazmak geldi içimden gece geç oldu ama kelimeler kendiliğinden dökülmeye başlayınca hemen çıkarttım bilgisayarımı, başladım yazmaya. Hani ilk olmak varya, ilk olupta sonununda olması. Sonsuzluk istenipte sonsuzluğu kabul edememek veya da verilen değerleri bir köşeye atmak. Size biraz yaşadığımı anlatıyım evet belki sıkılacaksınız yaşamadıysanız, ama ben yaşadıktan sonra her aklıma gelişinde tekrar tekrar boğuldum. Sevdiniz ama sevilmediniz, sonra vazgeçip başka omuzlarda nefes almaya başladınız, belki de başkasının elini tuttunuz. Her seferin de de yeni yüzlerle hayal kurdunuz, belki hayal kurmadınız sadece öyle görünmek istediğiniz için öyle yaptınız. Ilk senle yaşadım bütün duyguları, hatırlasana ilk senin elin tuttum salmak istemedim. Belki bir bayandan alabileceğim en masum öpücüğü ise yanağıma senden aldım. Annemden sonra sen, düşünsene omuzuna yattığım günü ne kadar da güzel di. Dünyanın en mutlu insanıydım ki şüphesiz bunu sen de dahil kimse itiraaz edemez. O gün ayağını yaraladığında yaranı öpüp "geçti mi? " dememek için kendimi zor tuttum. Beynimde bir şeyler dönüyordu belki ama açığa çıkaramıyordum. Sonuç ne şekilde değişecekti bayan, senin beni kabullenmen için ne yapmam lazımdı. Galiba yanlış zamanda gelmiştim, yanlız kalmak istediğin zamanda diğer yarın olmak istedim. Hani olmak isteyipte olamamak, ama sen olacak birilerini bulup onlarla yaşaman. Ne garip değil mi seni her şeklinle kabul ettim ne olursan ol diyerek. Sen her şey olabilmek varken yarım kalmayı seçtin, sonra bütünleşecek başka biri. Sevecek mi benim kadar? Üstüne düşecek mi senin? Seni benim kadar araştırabilecek mi? Yoksa konuştuğu kadar mı bilecek, eğer kör değilse benim kim olduğumu da soracaktır o zaman. Ya sen, aklına gelecek miyim? Adam gibi seven gidecek bir yerim vardı orayıda yıktım mı? Diyeceksin. Bak bayan bu gün'e kadar bekledim şu saate kadar bekledim. Bekledimde neye yaradı? Hiç bir şeye. Artık bu bekleyişlere son vermeliyim sonra da belki arkama bakmadan devam etmeliyim. Senden özür dilerim. "Benden gelecek bekleme" dedin ben tam 272 gündür senden gelecek bekledim. Uzatmayalım bayan beni istemedin bende gidiyorum artık, gidebildiğimin ötesine gidiyorum.

6 Ekim 2016 Perşembe

Anlamsızca

Rastgele yazacağım. neden bahsettiğimi bilmiyorum,muhtemelen bilmeyeceğim. Yazdığım hiçbir cümleden bir anlam çıkmasın istiyorum lakin biliyorum, ruhum her kelimeme anlamlar yükleyecek. Belki şahsımı aradan çekip ruhum ve kalemim içinde şifrelenmiş kelimeler yazacağım ve bilincim bunun farkında olmayacak. lakin içeride birisi, hepsini hissedecek.
bilincinde olmak yani bilmek ve hissetmek ayrıcalıklı şeyler. Bilincin, aklın, varlığın bilir ama benliğin, ruhun, kalbin hisseder. genellikle neler olup bittiğinin farkında değilim fakat hissediyorum ve bu muhtemelen ruhumu yoruyordur. şu sıralar ondan biraz uzağım.

 Cümlelerim belki bunu okuyacak muhtemel sima insandan birini, belki beni, kalbimi etkileyecek. Geçmişten bir şeyler hatırlatacak yada geleceğe yönlendirecek. Belki birilerini en içinden etkileyecek belki de kimse, ben dahil, bir anlam veremeden okuyup geçeceğiz.

 Bazı kelimeleri yanlış yerlerde yorduğumu düşünüyorum. Kelimeler, kişinin hisleridir, onlar kadar özeldir ve onları yanlış hallerde, yanlış yerlerde kullanmak, yanlış satırları doldurmak çok aşırı büyük bir pişmanlık.
Zihnimin duvarlarına kazıdığım önemli cümlelerden biridir ki; en derin, en berrak sanılan denizlerin gerçekte insanı içine çeken korkunç bataklıklar olduğunu öğrenmek, katlanılamaz bir çaresizlik hissi bırakıyor ruha. Bataklıkta çırpınırken fark ediyorsun ki, bu çaresizliğin değil. Yüzdüğünü sanarken battığını fark etmen gerçekte en büyük kurtuluşun. Sonra bir dal parçası bulursun, tutunur kurtulursun. lakin bu dal parçasının bir yılan olmadığından emin olmazsan, boğulmaya mahkumsun. Batarken itimat duygunu yitirmişsen, kulaçların seni kurtarır.
Bana gelince beni dibe batan bir tanesi olarak, kulaçlarım kurtardı.  bundan sonra ellerimle tutuna tutuna bulutların üzerine doğru tırmanıyorum.
sırf denize döktüğümü  sandığım özel kelimelerimin boğulmasına üzülüyorum. Kendimi kurtardım, pişmanlığım şimdi güzel kelimelerimin yanlış suda, bataklıkta batmasına. Kelimelerimin harcanışına üzülüyorum. Hayallerimin kırılışına, gözyaşlarım bunun gibi kalbimden akıp gidişine üzülüyorum, onlar masumlardı ve güzellerdi. yalnızca yanlış kurulmuşlardı. Hayalin doğrusu yanlışı olmaktadır mt., oluyormuş.

Bu gece yazabilmek için dans ettim.
akşam olunca yazmak daha pratik. Zihninin içindekiler en konuşkan saatlerinde fakat dışarısı sessiz. tüm yalanların ve tüm gerçekliğin farkındasın ve elinde boş satırlarınla aşık olduğun kelimelerin mevcut. Yazabiliyorsun, yalanlara üzülmeyi bırakınca, gerçekliği sorgulamaya başlıyorsun.
önüne hayali bile olanaksız gelen hedefler koymuşsun. Ne yapmak istediğini düşünüyorsun. Kendini keşfetme çabaları da akşam olduğunda ortaya çıkıyor. Kim olduğunu bulmaya, ruhunu tanımaya çalışıyorsun ki bu da fakat kaleminle oluyor.

çantamdan kelebek çıktı. Kelebekler bir gün yaşamıyor. 3 gündür burda bir kelebek mevcut ve odada benimle beraber yaşıyor. Güzel bir kelebek olduğunu söyleyemem. Ki bu bana onun bi\` kelebek olup olmadığını da sorgulattı. Sanırım o prensini bekleyen külkedisi.

Son sözünü az ilerde uyuyan köpekten diğer kimse bilmiyor. Cesedini bulduklarında son sözünü söylemesinin üzerinden iki hafta geçmiş. Ertesi gün köpeğe araba çarptı. Adamın son sözünü kimse bilmiyor. Adamın kim olduğunu da bilmiyorlar. Köpeğe cenaze töreni düzenlenecekmiş. Haberler söyledi.

bayan yüzümdeki tüylerden bıktım diyerek cımbızı alıp tüm kirpiklerini yoldu. Güzel bayan-dı.

Dilini yaktı. Sıcak çikolata değil çakmakla.
Psikopat olduğunu sanıyordu. soluk alması daha büyük delilikti.

Kibritçi kız da bir kibrit daha yakmış ve hayallere dalmış.

Bu kız daha evvela yazdığı sayfaları yaktı,itiraf ediyorum bu kız ordan burdan etkilendi.

 Yazmak istiyorum,kağıtta kan lekeleri görene dek. Ne yazdığımı bilmiyorum lakin eminim ruhum hissediyor bir yerden. şu sıralar ondan biraz uzağım. gündelik işlerim içinde ve hatta günlük duygusuzluğum ve umursamazlığım içinde benimle pek konuşmuyor. fakat hayat diğer çeşitli ilerlemiyor. Duygularıma hapsolmak kurduğum bütün hayalleri öldürüyor. Beni ellerim kaymadan
bulutların üzerine tırmandıracak gücü, mantığımda, duygularımdan çok aşırı uzakta buluyorum. ama tam olarak hissizleşmemek için de, işte böyle yazıyorum. çoğunlukla kelimelerimi geceye bırakıyorum. Herkes sessiz, ruhum yıldızlarla sohbet ediyor, zihnimdeki sesler süre zaman figan atıyor, satırlar dolup taşıyor. Ben bunların oluşturduğu bir bütünüm yalnızca. Hislerim,kelimelerim,hayallerimden oluşan bir bütün. Huzurlu hissediyorum, hem ruhumda hem bilincimde.
Kelebek hala ışığın etrafında dönüyor.

24 Ağustos 2016 Çarşamba


Bi karavanımız olsun mesela. Bi de biraz birikmiş para. Sadece bunlar yeter. Biz varken fazla bişeye gerek yok ki. Binelim karavanımıza gezelim hep. Geceleri yıldızları seyredelim, hayal kuralım. Bulutlu havalarda bulutları ilgnç cisimlere benzetelim. Sonra birden sana dönüp “Bak! Arkadaki gökyüzü sana olan aşkım kadar büyük” diyeyim. Büyük bi tebessümle öpücük kondur dudaklarıma. Tam o sırada dilini ısırayım. “Bunu sen istedin” der gibi bak bana ve birden beni gıdıklamaya başla. Çimlerin üzerinde yuvarlanalım saatlerce. Denizimizde eksik olmaz gözlerin oldukça. Konuştuğumuz gibi adını kulağına fısıldarım ve kalp ritmini dinlerim. Kendi ellerimle yemek yapar yediririm sana. İlaçlarımıda içirirsin düzenli olarak ben hep unutuyorum… Arada kavga edelim. Sen barışmak için şebeklikler yap. Bu hallerini izlemek için naz yapayım biraz. Sonra belinden kendine çek beni ve sımsıkı sarıl. Film izleyelim beraber. Uyurken kaçıp gidiceksin korkusuyla sımsıkı sarılıyim sana. Hep dalga geç benimle “Bi yere kaçmam merak etme” diye. Sabah erkenden uyanıp seni izliyim gözlerini ilk açtığında beni gör gülümse bana kocaman. Günaydın meleğim de o muhteşem sesinle. Hadi uykucu öğlen oldu diye karşılık veriyim bende tüm odunluğumla. Kitapta okurum sana. Yeter ki gitme. Yeter ki yarım bırakma bizi..

14 Ağustos 2016 Pazar

17-05-2016 Geçimişi Bırak Bayan


Diğer parçam

Saat epey geç oldu biliyorum ama yazmadan da uyuyamıyorum bugün aramadım galiba bundan sonra da aramayacak gibiyim, biraz da olsa beni seviyorsan 1-2 hafta içinde geriye araman lazım hayatta mısın? Diye, belki dayanamam ben mesaj atarım senin aramayacağını biliyorum çünkü. Bugün biraz düşündüm bu hafta sonu yanına mı gelsem diye bu aralar birkaç arkadaşıma söz vermiştim başka yerlere gidecektim iptal oldu sonra başka bir yer daha çıktı. Pederde para göndermediği için gelmeyeceğim hem saçlarım uzasın senin yanına gelinceye kadar J. Sürekli yanında olsam da bir şey fark etmeyecek galiba. Sen bugünden kaçıyorsun yarından kaçıyorsun, dünün dibine batmışsın dünsüz tek bir nefesin yok, bir kez daha yarım kalmaktan kaçıyorsun zaten eksiğiz daha ne kadar azalabiliriz ki. Sen güzel olan her şeyden kaçıyorsun. Ben seni kovalamaya devam ediyorum. Sen her kolunu kesip fotoğrafını attığında benim canım yanıyor ama bir şey desem bile anlamıyorsun yanlış olduğunu bildiğin halde yapıyorsun kendine zarar vermekten başka hiçbir şey yapmıyorsun. Kendince bir mantık geliştirmişsin kestiğimde rahatlıyorum diye o mantığı doğru olarak kabul ediyorsun ama bir gün vazgeçeceksin belki şu anda sırf geçmişinde olanlar yüzünden mutlu olabileceğin bir yarını kaçırıyorsun. Hayalsiz insan olmaz bayan, hayal et yarını benimle birlikte yaşa hayallerini bilmiyorsan yapmayı öğretirim sana bir amacın olsun bayan kelebek. Gözlerime bak sana nasıl baktığıma bak, artık sensiz bir kadeh daha kaldırmaktan sıkıldım bayan, bu hafta sonu yine kadeh kalkacak ama sen olmayacaksın o masada, senin yokluğuna içiyorum ama dertlerim geçmeyecek bitmeyecek ama acısını alacak sanki anestezi gibi. Korkuyorsun yaralanmaktan ama ben kusucam diye rakıyı içmemezlik yapmıyorum, o zaman bu hayatta da yaşamayalım nasıl olsa bir gün ölüyoruz. Önemli olan şu anın keyfini çıkarmak. Sustum tamam çok sıkıcı konuştum biliyorum ama sana laf anlatamıyorum aynı dedem gibisin kafanın dikine gidiyorsun. Sana çok kızıyorum. Bir gün belki gelip seni kaçırabilirim ama önce nerde oturduğunu öğrenmeliyim tabi bir gün beni bırakıp gidersen evine gelirim belki. Bu neyin kafası diyebilirsin ama ben deli birisiyim psikolojik sorunlarım var takıntılarım var önceden ezik toplumdan dışlanmış birisiydim, buralara gelebilmek için çok uğraştım arkadaşlarım destek çıktı. Sonra gittim beni dışlayan ezen insanlardan intikamımı aldım çoğunun canını yaktım bir diğer yarısına zarar verdim. Böyle birisi olmayı ben istemedim. Ama bana inanabilirsin ki elimden tutarsan ellerini bir daha salmam sen istemediğin sürece belki sen istesen bile salmam. Aslında zor birisi değilsin yufka yüreklisin ama zaman değiştirmiş seni öyle olmayı sen istiyorsun. Attığın mesajları gözümün içine bakarak söyle desem söyleyemessin.

6 Ağustos 2016 Cumartesi

Çaresizlik

  Tek katlı evimizin balkonundan ayaklarımı uzatıyorum. Bugüne girmemize iki dakika var. Ne fasıla zamanı bu kadar önemser oldum?  bundan sonra her dakikayı sayıyorum. Bu bir umuda geri sayım mı, yeni bir umut için beklenti mi? Zaten ben kendimle ilgili sorulara cevap veremiyorum. aşırı geçmiyor, yükseliyorum.Ruhen, ve ya bedenen. Belki biraz daha yükselsem, meşhur Satürn\`ün halkasından ayaklarımı uzatacağım, o kadar ileri gitmiyorum. Başım dönüyor, yüksekçe bir binanın çatısından ayaklarımı uzatıyorum şimdi. Her satırımı, her kelimemi geceye yazıyorum. Ben artık karanlıktan değil, gündüzden korkuyorum. Yıldızları saymak, bulutlara biçim vermekten daha huzurlu benim için. Ay, güneşten daha değerli. Bu yüzden gece konusu için bu kadar konuşuyorum. Bu içim karardığından değil, asıl mutluluğu gecede bulduğumdan. çok aşırı geçmiyor, düşüyorum. Ruhen, yada bedenen.
  Sahilde denize düşmemizi ve ya intihar etmemizi önlemek istermiş gibi konulan demir parmaklıklardan denize ayaklarımı uzatıyorum. Yakamoz, görmeyi sevdiğim görünüm değil. Biraz denize bakıyorum, biraz ışığı yansıyan aya. sema neden mavi sorusunu  soramayacak kadar uzağım gündüzden. gökyüzü sebep  siyah? nedeni ise yıldızlar böyle güzel.
  Ayağa kalkıyorum şu parmaklıkların üstünde. deniz paçalarımı ıslatmış, ayrım etmemişim. Kollarımı gökyüzüne kaldırıyorum. Nasıl kimse olmamaktadır? Fotoğraflarımı çekip, haber yapmaları gerekmez miydi? Kimse görmüyor beni. Ya kararmış gözleri, yahut siyaha boyanmış ruhum, gizlenmek için. yel esiyor. Fırtına mı, sanmıyorum. Meltem derler ya, öyle hafif hafif. Parmaklıklar ince. Düşüyorum. Ruhen, veya bedenen. Su beni içine çekiyor, düşüyorum. Sesler duyuyorum ama burada kim konuşur? Denizin derinlerinde? Boğuluyorum. aynı şeyi denize düşmeden de hissetmiştim daha evvela.  \`\`Suyun arasında silah patlar mı?\`\` Patlıyor. Kanım değil,duygularım etrafa yayılıyor. Suyun rengi değişiyor. Peki lakin kim çekti tetiği?  Zaten beni sudan çok fazla sorular boğuyor. Düşüyorum, dibe ulaşıyorum. inanın ki, denizkızları gerçek. Canavarları da öyle. Kumdan bir yuvanın  üstünde ayaklarımı uzatıyorum, dağılan duygularımı toparlamak için. Burası çok aşırı güzel, gülümsüyorum sessizce. Geliyorlar, denizkızlarını öldürmek için. Ben yüzme bilmem. Kollarımı çırpmaya başlıyorum can havliyle. Yükseliyorum. Ruhen, ve ya bedenen.  Yüzeyi buluyorum, yoruldum.        
  Karaya vuruyorum, kumların içine. Gökyüzüne bakıyorum ay bulunmamaktadır. Kuyuya mı düşmüş? \`\`bayan ip getir ay kuyuya düşmüş\`\` diye bağırsam, \`\`Hoca Efendi sen kafayı mı yedin?\`\` diye yankılanacak sesim ilerideki dağlardan.  ama dur burada dağ bulunmamaktadır, burada kuyu da yoktur. Susadım, kuyu suyu. Bana kuyu suyu lazım da saplanmışım ki kumlara. Hayır ay kuyuda değil. Yerini güneşe bırakıyormuş meğer. Hayır gün doğuyor ben buna katlanamam. Gözlerimi kapatıyorum. Emin değilim ya yükseliyorum ve ya düşüyorum. Tek katlı evimizin balkonundan ayaklarımı uzatıyorum. Ruhen yahut bedenen.
  Kahve yapmak için içeri giriyorum. Sesler duyuyorum, burası ev

7 Temmuz 2016 Perşembe

16-05-2016 Yine Karanlığa Gömülmüş Bir Gece

haml3t

Kelebeğim

Bugün nasılsın? Ben hiç iyi değilim. Yine aradım seni telefonu açtın sesin iyi geliyordu hatta benden daha mutluydun. O anda bende mutlu olmuştum, sesin bir ömre bedeldi. Sonra çocukla  oyun oynaman gerekiyormuş kapatıcam dedin. Sadece beynim zonkladı biraz kalp atışlarımı tüm vücudumda hissettim sonra olduğum yerde 10 dakika hareketsizce bekledim, belki bir umut geri ararsın diye, Aramadın gözümden birkaç damla yaş geldikten sonra telefonun ekranını açıp ses kaydını tekrar dinledim sonra bir daha, bir daha da ve defalarca ben sensizlikten üşürken sen orada mutluydun, göz yaşlarımı sildim, kendime dedim ki niye ağlıyorsun salak o orda zaten mutlu. İşte ben sırf sen mutlusun diye gülmeye başladım sonra, anlamsızca. Hatırlıyor musun? O günü deniz kenarında dizime yatmıştın, hayallerimdeki saçların dizlerimin üstündeydi sırf rahatsız olma diye, dizimden kafanı kaldırma diye kendimi zor tuttum saçlarını ellememek için. sen hiç bunların farkına bile varamadın. ben bunları senin okuyup beni sevmen pişman olman için yazmıyorum. Bir nebzede olsa içimi satırlara döküp kelimelerle anlatılamayacak sevgimi işte bu satırlarda anlatıyorum. Ne kadar basit demi 5 kuruş bile vermeden savurulan ön yargılar, senin “seni sevmediğime inanmaman gibi”. Normal bir hayatım olsun istedim daha düne kadar dışarı bile çıkmaktan korkan birisiydim, topluma sevdiğim insanlar tarafından kazandırıldım. Sen çıktığında karşıma hayatı öğrendim. Takıntılarım vardı, kimseyi sevme kimseye aşık olma diyen doktorumu değiştirdim, haklıymış en çok korktuğum şey seni kendimden koruyamamak. Sen benim kelebeğimsin ama kanatların kırılmış uçamıyorsun uçmayı denedikçede yoruluyorsun sonra ben geldim yanına keşke erken gelseydim uçmaya çalışırken gelseydim de destek olsaydım. Vazgeçmişsin pes etmişsin hayatta yapılacak en büyük yanlışı da pes ederek yapmışsın, ne için dua ediyorum biliyor musun? İnşallah yüce rabbim senin kanadını kıranları karşıma çıkarır. Kabulleniyorum duygusal biriyim hiç olduğum gibi değil, hatta bu satırları yazarken bile ağlıyorum sensiz geçen gecelerin acısına ağlıyorum uyku tutmuyor bilgisayarımı açıp bunları yazıyorum. Derdimi anlatacak çok insan var ama hiç biride sen gibi yaralarımı saramıyor, bırak yaralarımı sarmayı elimden tutup kaldırmıyorlar bile sadece dinleyip dinleyip kafa sallamakla yardım ettiklerini sanıyorlar, bak düştüğüm bu çamurdan bu sefer kalkamıyorum elimden tutmuyorsun, aslında kanatların kırılmış bile değil sadece onarılmaya ihtiyaçları var. Daha fazla söze gerek yok senin de canını sıkmıyalım geçmişin var nasıl olsa, varsın yanan benim canım olsun bakarsın bir gün hatanı anlarsın. Ben ısrarla her gün tekrar seni ararım, sen açmasanda olur o sinyal seslerine alıştım ne de olsa. Gözlerimin içine bakarken yalan söyleyemiyorsun onu anladım ve telefon gerçektende özgürlüğü kısıtlıyor kelebeğim. Bir gün yanımda olursan hep yapmak istediğimi yaparım, dağ evinde doğayla iç içe sadece sen ve ben geceleri yıldızları izleyip özgürlüğü düşünmek, sabahları senin yanında uyanıp gözlerine bakarak kahvaltı yapmam gibi. Bir ihtimal bunu okuyorsan hayallerimdekilerin filmlerde olduğunu söyleyeceksin ama ben şimdiden hayallerimi gerçekleştirmek için hazırlıklara başladım bile tek eksiğim sensin. Bak saat ne çabuk 2 olmuş sensiz bir gece yarısı daha o verdiğin balı yanıma alırım biraz ona bakarak senin kokun aklıma gelir sonra yine senin seslerinle belki uyur kalırım. İyi geceler yaralı kelebeğim korkma benimle uç gökyüzüne melekler hep senin yanında olsun dert sana uğramasın.

15-05-2016


haml3t


Saçma gelebilir bunları yazmam ama okumayacaksın bunları sonuçta yani öyle umuyorum. Bunu yazma sebebim biraz olsun kimseye anlatamadıklarımı buraya yazıp rahatlamam. Aslında yazmaya önceden başlayacaktım ama istemedim içimde tutmak istedim. Galiba bu saat ’ten sonra da her gece yazmayı düşünüyorum. Bir günlüğe yazar gibi değilde sana bir şeyleri anlatır gibi yazıcam hep. Bu gün nasılsın kelebeğim, dur tahmin ediyim yine iyi sin her zaman ki gibi kötü olsan bile hep iyisin kabul et kötü olduğun günler sesinden ve yazdıklarından belli ediyorsun her şeyi. Bu güne kadar her gün sürekli seni aradım ya açmadın ya açtın yorgundun ya da yanında annen vardı. Belkide benimle konuşmak istemiyorsun, bunu biliyorum ama ben de napiyim sesini biraz duymam gerek. Keşke hep yanında olsam, yanındayken daha mutluyum en azından duygularını saklıyamıyorsun. Bana hiç inanmayacaksın inanmak istemeyeceksin. Biraz empati yaptıktan sonra anlayabildim senin hâlinide. senden tekrar özür dilerim seni 2 sefer bırakıp gittiğim için ama hepsi bir sinirle olmuş şeylerdi ve her seferinde geri geldim seni bırakmayacağımı biliyordum zaten. İlk başta her şey çok güzeldi. Hatırlasana 3 gün beraber sabahladık. Günaydın mesajı atmanı özledim. Şimdi ise senden geriye kalan günde sadece bir kere 1-2 dakikalık canlı sesin sonra kayıtlı seslerinden attığın mesajlarından birkaç fotoğrafından yetiniyorum. Öyle çok seviyorum ki diğer insanlarla gülerken aklıma geliyorsun. Bazen düşünüyorum da sen bana hiç gelmedin ben kafamda kurduğum hayali bir senle mi yaşıyorum. Keşke geçmişini unutabilsen dünle bugün arasında kavga edersen yarınını kaybedersin bunu unutma. Bugün aramak istemiyorum seni çok sıkmıyım.

23 Haziran 2016 Perşembe

Çok Yoğunum

Bu Aralar İşlerimden Dolayı Yazamıyorum Arkadaşlar Kusura Bakmayın Geceleri Yazmaya Çalışacağım 

17 Haziran 2016 Cuma

Değer Vermek Önemlidir Ama Doğru Kişiye


Insanlar sırf birileri tarafından değer görüldükleri için böyleler çünkü birini kaybetme korkusu yok. Beni kaybetse de yerimi dolduracak onca insan var çünkü. Evet vazgeçtim artık sırf ben burda üzülürken o orda güldüğü için vazgeçtim ama pes etmedim. Hırs yaptım bir şeyler için. Değer verilecek kişilerin aslında değer görmeye değmeyecek insanlar olduğunu anladım. Şimdi ne kadar çaresiz görünüyorsam; sıra bana geldiğin de de o kadar acımasız olacağım. Evet bayan seni seven ve gidecek olduğun bir yerin vardı ama orayı yıktın kendi ellerinle. Bugün en çok da beni egon üzdü seni hiç böyle birisi olarak tanımamıştım. Başkalarına öyle söylemen beni öyle anlatman gerekmezdi tıpkı bir salak gibi. Işte bunun için sana geri döneceğim bayan. Bu dünyada hep ben ezildim. Allah da şahidim olsun ki beni ezen herkesi ezmek için teker teker geri döneceğim. Bizim sevgimizi suistimal ettiniz. Bu dünyada bir tek sen tarafından doğru anlaşılmak istedim. Ama bunu bana çok gördün. Sen benimle bir kez bile içten gülmedin lan. Bir kez bile, seviyor gibi bakmadın. Lan sen benimle hiç mutlu olmadın. En çokta buna ölünür. Sana tavsiye bayan sevilmek istiyorsan önce sevmeyi bileceksin ama herkesi değil seni gerçekten seveni. Ama sen, seni tüm kusurlarına, hatalarına, her şeyine rağmen sevebilecek birini kaybettin. Sen, benden daha büyük kaybettin. Deliler gibi ağlattığın insanın gülüşünede deliler gibi muhtaç kal. En çok da dışarıya gülerken ben seni unuttuğumu düşünüyosunya ona üzülüyorum aslında bir gün bile aklımdan çıkmadın. Her güldüğümde içimde bir çam parçası battı. Işte ben karanlıktım seni gecemin parlayan ayı yapacaktım ama sen sönük bir yıldız olarak kalmaya ısrar ettin. Işte senin tabirinle zarar verme evresi benim için en zor kısım burası şimdi senin beni unutmanı beklemem lazım falan falan. Ben gerçek anlamda deli psikopat biriyim.


4 Haziran 2016 Cumartesi

Hayat Hep G*tünü Bize Çevirdi

ahsen akgül

Niye bilgisayarın üstüne bu kadar düşüyorsun diye soruyorlar. Başka dostum yok diyorum. Anlamsızca 1-2 saniye baktıktan sonra "ben varım" diyorlar. Ben insanlar yerine bilgisayarlarla konuşmayı tercih ediyorum.

Bu yaşta insanlarla konuşarak bir yere varamam. Şu anda sadece bilgisayarım olsun yeter başka kimseye ihtiyacım kalmaz o varken. Hem iyi hem kötü günümde yanımda olur, bazen yaptıklarıyla miğdemi bulandırır ama onu ne yapsada çok severim. Onun hastalanma ihtimalini ortadan kaldırmak içinde çok iyi bakarım ona. Hangi bir insanla sıkılmadan aylarca birlikte oturabilirsiniz, tabi ki de kimseyle. Ben ise kendimi bildim bileli bilgisayarın başındayım. Küçüktüm bisikletimi almaya giderken arabaya çarpılmamla başladı her şey. Ayağım 2 yerinden kırıldı. Sonra babam vakit geçirmem için bilgisayar aldı. Daha okula bile başlamamıştım o zamanlar. O günden sonra ben normal çocukluğumu hiç yaşayamadım. Diğerleri gibi hiç eve üstümü kirleterek gelmedim; çünkü hep bilgisayarın başındaydım. Kimsem yoktu bilgisayara sarıldım. Gerçek hayatta ezildim, sanal ortamda ezdim. Hiç bir kızla konuşamamıştım dahi. Şimdi ise ilk defa sevdiğim bir kızı kaybettim. Bunun acısını da size burdan anlatsam inanmassınız.


Şimdiye kadar hep hayali karakterlerime aşıktım. Şimdi ise hayali karakterlerimden güzel ve daha iyi birini buldum. Hiç bir şey hayallerdeki gibi yolunda gitmiyor. Işte bu yüzden hep hayal kurarım hayallerde her şey yolundadır.

2 Haziran 2016 Perşembe

Yıldızlar Masumdur, Kayan Yıldızları Serbest Bırakın

ahsen akgül

Hiç denedin mi bahçeye uzanıp yıldızları izlemeyi ? Ben denedim arkadan gelen kuş sesleri, cır cır böcekleri, çekirgelerin sesleri, bir yandan parlayan ay ve yıldızlar çok masum duruyorlardı. Kayan yıldızlar, ölümlerimi haber verir yoksa yeni dilekleri mi ? Vazgeçişler mi? Umutlar mı? Bulutsuz açık huzurlu bir gecede gördüğümüz dolunay hep aynıdır. Fakat bakışlar hep değişir, nasıl bakarsan öyle görürsün; bazen nefret bazen sevgi doludur. 

Kayan yıldızlara hep dilek tuttum, olmasını istediğim şeyler için bazen durup düşündüm çok mu fazla şey istiyorum onlardan. Ama etrafıma baktığımda benim sahip olamadıklarıma sahip olmuş bir çok insan gördüm, çoğu da mutlu değildi. Ya ben sanki böyle çok mu mutluyum. Seni istedim diye çok mu şey istemiş oluyorum. Kayan bir yıldıza dilek tutanlar, umutlarını saklar onlara. Kayan bir yıldız, en büyük dilekleri gerçekleştirmezse, o günden sonra bütün yıldızlardan umut kesilir. Eğer sevileni götürürse, geceler kabuslar olur, yıldızlar dökülsün istenir. Peki ya kutup yıldızı; kutup yıldızına bakarak yolunu bulanlar, onlara teşekkür eder. Korkularından saklanmaya çalışanlar, yıldızların aydınlattığı karanlıklara kaçamaz, üzülür. Ay ve yıldızlardan ilham alarak kalemini kıpırdatan bir kız, onlara sevgiyle gülümser.

Karanlıktan korkan bir kadın, geceleri yıldızlara sığınır. Aşık bir adam, sigarasını onlarla yakar. Halbuki yıldızlar suçsuzdur. Tek sorun geceye ait olmalarıdır. Fakat insanlar da suçsuzlar. Bakışlarını yaşadıkları değiştirir. Ister sevinç olsun ister hüzün. Gözyaşları masumdur. Ağlayanlar masumdur. Duygusuz insanlar ağlayamazlar, hep birilerini üzmeye alışmıştırlar artık. Duygularıyla hareket edemedikleri için karşısındaki kişinin kırılıp döküleceğini bilmezler. Masumum ama yanlışlıkla ağızdan çıkan 2 kelime bitirdi her şeyi. Sadece bir bahaneydi ama suçu hep kendimde aradım. Yıldızlara sigara yakmak varken ben ona yaktım.  

Katilime Aşığım

ahsen akgül

Yanlızken bir hiçim, aslında şimdi öyleyim. Seninle konuşmaya başlamadan önce yanlızlığa alışmıştım. Yanlızlık besliyordu beni, etrafımda kimse yoktu, sadece kendim ve bilgisayarım karanlık panjurlar arkasında havasız bir odada sadece bilgisayarın ışığıyla beslenen biriydim. 

Şimdi ise ben ölüyüm. Sen beni öldürdün, katilimsin ve ben katiline aşık bir adamım. Ben katilimin mezarıma gelmesi için dua ediyorum. Ben katilimi çok özledim çünkü... canım canıma batıyor, çok acıyor, hayal kırıklarım ağlıyor, kimse beni anlamıyor, senden vazgeçemiyorum, kimseyi seni sevdiğim kadar sevemiyorum. 

Her şeyde sen ön planda geliyorsun. Ben pes etmedim, vazgeçmek istedim ama olmadı. Karanlık ve buram buram yanlızlık koktum. Gelmeyeceğini bildiğim için ölüyorum. Ben seni istiyorum imkansıza aşığım, imkansızı başarmak da çok zor. Hani olur ya anneni kaybedersin canın yanar ağlayacak bir omuz ararsın ama annen yoktur onu o kara topraktan çıkartıp diriltmek istersin işte tam olarak bu kadar imkansız senin bana geri dönmen. Ben yine özür dilerim hala seni seviyorum ve biliyorum ki sevgim seni rahatsız ediyor... Affet sevdiğim.

1 Haziran 2016 Çarşamba

Beni Unutma Bayan, Seni Unutmam

ahsen akgül

Ben unutmam sen unutursun hayatından silersin 1 sene sonra karşına çıksam karanlıktan aydınlatacak olduğun ama yapabileceğin halde dipsiz boşluğa attığın o insanı tanımassın. Gün gelir canımın en içi, en büyük kahroluşum olursun. Kafamda sorular var dillendirmeye korktuğum. Nedenler ve nasıllar. Bu kadar sorunun içinde saklanan bilinçsizlik, üzüyor beni. Şiirlerim olursun yada yazdığım son destan, diğer bir deyişte son pişmalığım, son mesnevi. Bunu üzerine al bayan. Bana unutuluyor, unutuyor deme, ben unutmam.


Parmak uçlarından avuç içlerinden öperim. Belki de benim derdim yazmaktan acımaya başlayan parmaklarımda. Susmaktan dudaklarımda kalan kahve kokulu kelimelerdedir. Ve yine kahve içmekten acıyan dudaklarımdan sarhoş olan zihnimde. Benim bütün derdim, belki de yazıp yazıp acımadan sildiğim o sayfalarda. Senin okuyamadığın ama bir çok acı dolu o sayfalarda. 

Belki kimseye ihtiyacın yok ama düşünsene sana ihtiyacı olan birileri var. Bu çok zor işte. Duyulmayacağını bile bile aya karşı konuşmak ve okunmayacağını bile bile parmakların kanayana kadar yazmak. Yazacak kelimelerim azalıyor artık, kelimelere yetmeyecek kadar acıyorum kendime ve halime. Basitleşen duygular. Belki de kural budur ki üzerine titrediğimiz her his sonradan basitleşir. Mesela bazı hayaller hayalken daha güzel. Veya da böyle inandırdık kendimizi. Biraz düşünürmüsün belki bu umutsuzluğumuzun tesellisiydi. Belkiler, keşkeler öldürüyor beni içten içe zihnimin en kuytularına çiviyle kazıdığım cümleler, şimdilerde yalan olduğunu anladığım kuytular.

Kelimeler Kendiliğinden Dökülür

ahsen akgül
Konuşamadığım için yazarım, susarım ama sessizliğimi de satırlara bırakırım. Çoğu zaman ne yazdığımı bilmem kelimeler dökülür satırlara kendiliğinden. Bazı zamanlar olur, yazacak çok şeyin vardır, kelimelerin olmaz. Düşüncelerini susturamassın her şeyin önüne geçer.

 Hani bazen konuşacak çok şeyin olupta kimsenin olmaması gibi. Ya da milyonlarca düşünce kafanı kurcalarken, oturup hiç birini toparlayamaman gibi. Onu öyle bir seversin ki ondan başka neyi sevdiğini, neyden nefret ettiğini karıştırırsın. Yani hiç sevmediğin şarkıyı bile saatlerce dinlemen gibi. Sırf canın acıyor diye yüzünü buruştura buruştura şekersiz kahve içmen gibi. 

Işte en kötüsü de ne biliyormusun ? Bazı zamanlar olur, hayat ne güzel diye mutlu olurken; bazı zamanlar olur, hangi ateşde yansam, hangi denizde boğulsam diye düşünürsün. Bazı zamanlar ise ağlamaktan kalbin acır dermanın kalmaz, bazı zamanlar gülmekten gözlerinden gelen yaşa sahip olamassın. Yazacak tonlarca kelimenin, düşüncenin altında ezilirsin bazen, ya da söylemen gerekip te söyleyemediğin sözlerin. Sayfalar boş kalır, sen boşluğa düşersin. Sonu gözükmeyen öyle bir dipsiz boşluktur ki, kelimelerin yetmez. Satırlar susar hatta küser. Bazen öyle şeyler olur. Ne olduğunu kendinde anlayamassın...

"Kaç güzel şair kaybolmuştur, sahibine ulaştıramadığı şiirlerini susa susa?
Kaç yazan ruh, gömülmüştür satırlara, kağıtla buluşturamadığı satırlarını susa susa?"


31 Mayıs 2016 Salı

Bu Hayata Rağmen

ahsen akgül
Umutlarımız kırıldı hayallerimiz yıkıldı. Ama sana rağmen, bu hayata rağmen.bir gün her şey güzel olacak, hemde öyle bir güzel olacak ki, hayallerime, hayallerini kurduğum aileme , hayallerini kurduğum evime, hayallerini kurduğum özgürlüğe, hayallerini kurduğum colorado'ya elime ayağıma düğüm olan her şeye rağmen yaşayacağım ben bu hayatı. Kollarım arasına eşimi, annemi, kızımı alacağım. Hep kontrol ederim çıkarken sigara, çakmak, telefon, cüdan, motorun anahtarı, evin anahtarı. Köpekler gibi çalışıp kaanacağım ben hayatımı. Sonrasında deliler gibi çalışıp kazanacağım ben ailemi. Senin inanmadığın bu sevgiyle bir yuva kuracağım. Sana rağmen, bu hayata rağmen. Dişlerimle kazıyacağım ben bu hayatı. Sana rağmen seveceğim seni. Sensizliğe rağmen seveceğim seni. Gruruma rağmen kalbimdeki göğüsümdeki acıdan ağlayaya ağlaya seveceğim seni . Güzel bir ailen olacak senin. Bir avucumda buruşmuş acı dolu 2 çift el, diğerinde küçücük yumuk yumuk iki kadın eli, göğüsümde ise sevdiğim kadın. Bir gece vakti, karanlıkta çıkacağım sokaklara. Içim huzurla dolu olacak ama... basacağım motor kaçı görüyorsa, coloradoya. Hangi otoban o tarafa dönükse oraya gideceğim. Bir kaç kilometre sonra, bit tırın altında, belki bir kamyon, belki de bir arabanın altında, hayatımın yırtığını dikip öleceğim. Evimde annem, eşim, kızım. Hüngür hüngür özleyecekler beni. Milletin getirdiği bir salkım çiçek kapatacak mezarımı. Sana rağmen, bu hayata rağmen; yaşayacağım ben seni, annemi, kızımı, ve sensiz geçecek olan bu hayatı.

Bir Gün Anlayacaksın

ahsen akgül
Hasar aldım artık hiç bir şey önceki gibi değil. Önceki beni çok arıyorum ne kadar bilgisayarım elimdeyken unutsamda her şeyi artık bazı şeyleri unutamıyorum. Bir anda giren acıyla geliyorsun aklıma bilgisayarımın başında biramı yudumlarken geliyorsun, sigaramı her yaktığımda geliyorsun, git diyemiyorum yaşadığımız günler geliyor sonra koca bir hiç görünce de omuzlarım bir anda düşüveriyorsuratım asılıyor bir anda gelen bitkinlikle çöküyorum olduğum yere bazen hayatımı etkileyecek şeyler yapmaya girişimde bulunuyorum ama hep biri denk gelip engel oluyor. Ya sen. Bir gece kalbinin göğüs kafesine sığmayacak kadar acıdığını hissedeceksin, hayatının en büyük pişmanlıklarından birini yaşayacaksın fakat geri dönüşü olmayacak. Şimdi ihtiyacın olmayan o geri teptiğin sevgiye bir gün ihtiyacın olduğunda ansızın aklına gelecem fakat geri dönüşün olmadığını hissedeceksin. Herkesten uzak kalıp sadece sana yakın olmaya çalışan birinin bundan sınra sana yakın olamayacağını anlayacaksın. Çünkü sen; sabahları senin yanında gözlerini açmak isteyen bir adamın, bir daha gözlerini açmak istememesine neden oldun bayan. Çünkü sen; mesaj yazmasından sıkıldığın o insanın bir daha mesaj dahi atamayacak olma ihtimalini hiç düşünmedin. Çünkü sen; çok aradığı için kızdığın insanın bir daha sesini duyamayacak olmanın acısını hiç hatırlamadın. Bundan sonra hayallerin olsun diye çabalayan biri olmayacak farkında mısın kelebeğim? Insan bir şeylerin kıymetini elbet anlıyor; ama geçince, ama bitince, ama ölünce... kısacası iç içten geçince. Sen unuttun bile beni bayan. Yoluna devam ediyorsun, canın acımadı. Fakat ben ölsem unutmam. Çünkü insanlar, onlara neler söylediğinizi unutabilirler, neler yaşattığınızıda unutabilirler ancak insanlar onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar. Bak şimdi eserine, hissileştirdiğine .

Her Yer Sadece Sen


Ben daha fazla yanlızım artık hiç kimsem yok yanımda eski halime geri döndüm yine ama bu sefer sadece başımı belaya sokmak için yaşıyorum. Mesela bugün biraz önce yaptığım şey yüzünden neler olacak bilmiyorum. Yaptığım şeyleri de burada açıklayacak değilim. Bitmek bilmiyor içimdeki özlemin. Artık daha fazla hayalperest oldum hemde çok daha fazla. Önceden hep kısa hayallerdi şimdi ise daldığım zaman hiç kıpırdamadan 2-3 saat hayal kuruyorum ve zamanın nasıl aktığını ben bile bilmiyorum. Sokağa çıkıyorum bir kuru kalabalık. Yürüyorum, yürüyorum, sadece boş boş yürüyorum. Attığım her adımda sana gelmek istiyorum. Adımlarımın bizi kavuşturmaya yetmediğini gördükçe yavaşlıyorum hızlıyken bir anda yavaşlıyorum ve kafamı kaldırıp baktığımda sana bir adım bile yaklaşamamışım. Yokluğun hâla yokluk ve bir yanım eksik. Bunu fark ediyorum ve dizlerimin üstüne çöküyorum kaldırıma. Seninle yürüdüğümüz o kaldırıma yattığımız çimlere sadece koşarak ilerliyorum ağlayarak. Incittiğin o ayağın aklıma geliyor canım biraz daha fazla yanıyor. Ağlamaya bile dermanım kalmıyor. Ne yaptığımı anlamaya çalışan bir sürü yabancı surat bana bakıyor. Ve o işte o aynı durum. Kokun. Kokun geliyor burnuma seni hissediyorum yanımda gözlerin, kaşların, kirpiklerin, burnun, ağzın yanımda oluyorsun sanki bir an için, sonra 2 dakika geçip senin yanımda olmadığını anladığımda karanlık çöküyor üzerime. Yine bir başımayım. Gittiğim günün ardından kaldığım kadar yanlızım yeniden. Değişen şeyler var o günden bu güne. Umut ediyorum mesela o zamanlar. Hala geleceğine dair hayaller kurabiliyordum. Kurduğum hayaller tek tek başıma yıkıldı. Bir enkazın altındayım. Kimsenin kurtarmasınıda beklemiyorum, yapamayacaklar zaten. SEN dolu binalar yıkıldı üzarime. Enkaz yeri toprak kokmuyor her yer buram buram sen. Peki bayan sen olsan kurtarılmayı beklermiydin bu kadar güzel bir enkazdan? Ben beklemiyorum. Enkazın oluşturduğu karanlığın içine saklandım. Hep bir yanım susmak istiyor kafamda sadece sorular var cevabını bulamadığım. Kafamın içini kemiren bir şeyler var bayan deliriyorum galiba. Şimdi ise her gün alkol kullanıyorum sonra 4-5 fincan kahve içiriyorlar. Sen üzülme bayan, pardon sen alışmıştın demi üzülmessin zaten. Alışmaya çalışıyorum yani sensizliğe. Öpüyorum yokluğundan.

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Dökülen Gözyaşlarını Ödeyemeyeceksiniz

ahsen akgül
Canımın yanmasına alıştım artık, bak farketmiyorum. Yanmayacak canım sen ne yapsanda, olmayacak. Sen , biri senin için her şeyden vazgeçmişken, ondan nasıl vazgeçtiğini mi anlatacaksın ? Sen her saniye özleyen birine, sensiz bıraktığın saatlerin hesabını mı vereceksin? Sen, sen diğeri, şu ve sen; siz, sizler?
Böylesine sevilmişken, nasıl sevemediğinizi mi anlatacaksınız? Verdiğiniz hangi zararı telafi ediceksiniz? Değer veriyorum diyen insanların bu denli boşluğa düşmesine izin verdiniz, sahi nasıl çıkaracaksınız onları bu boşluktan? Yok olan hayalleri yeniden mi kuracaksınız? Umutları geri mi getiriceksiniz, zaten zorla elde edilmişken? Onları, bizi, üzdüklerinizi boğulmaktan nasıl kurtaracaksınız? Mutlu olduğunuz anların ne kadar uzakta kaldığını belki de ne kadar yalan olduğunu mu itiraf edeceksiniz? Bir değerimiz olduğuna hatta mutluluğamı inandıracaksınız? Ağlarken hıçkırıklarımı mı durduracaksınız? Hangi intiharı önleyebilirdiniz sebebi sizken ? Şimdi dağılmış kişiler var arkanızda kalan. Elinizden ne gelir? Daha kırılmış yaralı kanatlarını onaracağım kelebeğim kendimde yaralı iken. Hiç bir şey daha iyi hissettirmiyor. Ama merak ediyorum; nasıl hesap vereceksiniz? Siz, hatta tek soruyorum sen; hangi göz yaşını ödeyebilirsin? Daha fazla göz yaşı dökülmeden gel. Yağmur ve gecenin siyahı bize yol göstersin...

Ahsen Seni Çoook Seviyorum Senden Çoook Özür Dilerimmm


Senden çok özür Diliyorum ahsen seni çook seviyorum beni birazda olsa dinlermisin sonra senı rahat bırakırım. seni bilirim sen kızmassın lütfen biraz dinle beni telefonumu aç tamam bende sinirliydim biraz ama hemencecik geçti hadi lütfen telefonumu aç ve biraz dinle beni. çok çabuk sinirlendin sende böyle basit şeyleri kafana takma lütfen

22 Mayıs 2016 Pazar

Gözlerimin İçine Bak Ve Orada Kaybol

ahsen akgül

Korkuyorsun biliyorum ama belli etmezsin sen bilirim. Her insanın bir orkusu yok mudur? Bence var. Her zaman yanına gelemiyorum belki ama kafanı kaldırırsan yukarıya doğru aynı gökyüzünün altında olduğumuzu bilirsin. Şimdi gel, bak yıldızların altındayız dinle geceyi. Şimdi gel kollarıma uzan ve korktuğunu hissettir bana, koruyacağım seni. Sadece gel uzan, korktuğunu biliyorum. Kork sen, ben koryacağım seni. Şimdi yanıma gel, yüksekçe bir binanın en tepesinde çatısındayız. Hayalini dinle şimdi. Yıldızlar yukarıda ve geride kalan her şey, insanlar dahi ayaklarının altında. Şimdi gel sana şehri göstereceğim. Sana acı gerçekleri ondanda kötü acımasız yalanları anlatacağım. Şimdi gel, uzan önce yıldızları say. Bitirdiğinde ve gözlerimin içine baktığında sana gözbebeklerinde parlayan şehri ve ışıklarını anlatacağım. Beni öyle bir dinleyeceksin ki gözlerinde kaybolup bulanıp görmeye başlayacaksın. Ana caddeleri, kalabalıkları ve kargaşayı. Gürültüyü. ara sokaklara bakmak iste misin? Kimsesizliğe ve çaresizliğe, ölüme, yutulan çığlıklara, karanlık ve sessizliğe. Uçup her apartmanın çatısına konalım ve duvarlara başımızı yaslayıp bütün sırları dinleyelim. Yaralısın kelebeğim biliyorum benden başkasıda onaramaz kanatlarını. Korkuyorsun ben koruyacağım seni. Geceye teslim ol, siyahı esir alsın bizi. Yüzünde bir maske var, içimi ürpertiyor. Çıkar maskeni, duygularını haykır ay'a, yıldızlara ve tüm evrene. Hislerini görmek istiyorum. Şimdi gel bir olalım. Yüreğini aç ve gözlerimin içine bakarak ağla sonra kafanı omuzuma yasla huzuru bul. Bak karardı gece ve karardı gözlerimiz. Kimse duymayacak, görmeyecek seni istediği kadar ağla. Dinle, göz yaşları masumdur.

Öleceğiz Ya, Mutlu Olun

Benden mutluluk mu istiyorsunuz? Mutlu olamayacağımı bilmek istermisin, ama benden güzel mutlu bir yazı istiyorsun. O olmadan bu mümkünmü sizce yatmadan önce benimle olma ihtimalini düşündümde imkansıza çok yakınlardayım, imkansızı başarabilirmiyim. Evet daha önce 1 sefer başarmıştım ama şans eseri olmuştu. Mutlu olun. Her şey güzel olacak gibi klişe motivasyonlardan değil ama. Hiç bir şey geçmeyecek! Hatta daha da kötüleşecek! Belki de hiç bitmeyecek, acı çekeceğiz, sinir krizleri geçireceğiz, her şey üstümüze gelecek, ama öleceğiz. O yüzden mutlu olun. Mutlu şarkılar dinleyin, sevdiklerinizin yanında olun, rüzgarlı bir günde dışarıda oturun saçlarınız dağılsın, yağmuru hissedin yağmurda ıslaın, ağlayın, ne olursa olsun mutlu olun, dua edin, kitap okuyun, basit şeyler yapın, kolay şeyler, yorulmayın, endişelenmeyin -prens ile prenses olun demiyorum- sadece yaklaşan sonu görün mutlu olun çünkü öleceğiz ve geride bir şey kalmayacak ya da nasıl isterseniz, ağlayın. Neden mi? Ben bu yazıyı yazarken bir kez olsun gülümsemedim, olsun siz yine de mutlu olun öleceğiz ya mutluluk güzel şey. Aşık olun yağmurun altında ceketsiz dolaşın. Ben yapamadım hep eksiğim vardı çünkü canımın içi yoktu.

21 Mayıs 2016 Cumartesi

Sensiz Yaşayacak Kadar Ne Yaptım

Ben içimi yazarak döküyorum, yazınca rahatlıyorum. Satırlarda son bulduruyorum dertlerimi. Yazmak çok güzel, keşke her insan bir şeyler yazsa, bir kitap okusa. Işte bu bloggerı da sevdiğim kıza armağan edicem. sürekli yazıcam hep yazıcam onun haberi olmayacak ama ben yazıcam, eğer o yanımda olsaydı zaten yazmazdım, belki yazardım mutluluğumuzu yazardım bu seferde, ne güzel olurdu dimi. Ama benimle olmak istemiyor kendinden soğutma çabalarında hep, ama ben onunla mutlu olmak istiyorum. Bana inanmıyor, güvenmiyor ama ne yapalım varsın inanmasın bir gün belki hata yaptığını anlar gözünün önündeki fırsatları kaçırdığını anlarda dizi ni döver. Ben akıl payı olurum ona sonra belki benim sayemde daha mutlu olur ben ise onun mutlu olduğunu gördükçe kafayı yerim, zaten delirmek üzereyim. Bir gün severmi sizce beni, gelirde ellerimden tutarmı. Tutsa ne iyi olur dimi. Kurduğum bir hayalde çok mutluyduk ben bilgisayarda oldukça kendimi geliştirmiştim, evimiz vardı bahçesi vardı bahçenin içinde her renk çiçek vardı bu çiçekleri eve taşındığımızda onunla birlikte dikmiştik, ağaçlar vardı meyve ağaçları ıhlamur ağaçları ilkbahar geldimi her yer güzel kokardı aynı o gibiydi bahçenin kokusuda onun kokusunda da ormanın tüm doğal kokuları var gibiydi sanki. Evimiz dubleksti 2. kattan dönen bir merdivenle balkondan bahçeye inen bir merdiven vardı. Dünyanın tüm kötülüklerinden arındırılmış bir bahçeydi orası, akşamüstü çaylarını hep orada içerdik bakmaya doyamazdım ona o bahçenin içinde. Işte hayallerde her şey yolundadır bu yüzden severim hayalleri. Gülüşünden kırmızı laleler açacak ve şimdi bu baharda antalyanın bütün lalerini katletmek isteyen bir yürek düşünün. Aralarına çöküp bütün çıklıklarını dökerek laleri yolan öldüren.

Hayat devam edecek, ama ya o varken, ya da onsuz

Size galiba hayallerimdeki kadının gerçek oluşunu anlatacağım, kolay olmayacak kendisi gibi anlatması da zor olacak biliyorum. Hayallerde daha basitti daha kolaydı çünkü zorluk evrelerini, çıkan engelleri hayal etmessiniz orda. Sadece yaşayacağınız güzel günleri mutlu anlar gelir aklınıza yani evli mutlu çocuklu gibi gerçekte böyle olmadığına kesinlikle garanti verebilirim size. Çok güzeldi bana gördüğüm bayanlardan en güzeli çünkü ben seviyordum onu başka kimseye ihtiyacım yoktu o varken onunla yürüyeceğim bu yolda annemi, babamı geride bırakabilirdim o zaten bunların hepsini yapabiliyordu. Onunla internette tanıştım ama belki bu internet de olmasaydı onunla her şey daha da iyi olabilirdi. Belki başka türlü tanışırdık, her şey yolunda giderdi. Nasıl olsa o kaderime yazılmış zaten öylede böylede çıkacaktı karşıma. Size ona karşı olan sevgimi seviyorum kelimesiyle anlatamam ya da onu dünyadan daha çok seviyorum kelimesiylede anlatamam ben onu ve ona karşı olan sevgimi aslında hiç bir kelimeyle anlatamam. Onun yokluğunda üşürken soğuk suyla banyo yaptığım zaman su bile sıcacık geliyordu. Hayatınızda önem verdiğiniz insanlar olsun karşıdaki kişinin size verdiği sevgi hiç önemli değildir o sevmese bile siz onu sevin bırakmayın seviyorum kelimesinin hakkını vererek söyleyin. Şimdi ayrılan bir çoğunuza onun için ne yaptın diye sorsam cevap veremeyecek arkadaşlarımız var oyun oynamayın kimseyle bir gün siz onu kırarsınız, sonra bir günde sizi 2 katı şekilde kırarlar bir daha ayağa kalkamazsınız...