Canımın yanmasına alıştım
artık, bak farketmiyorum. Yanmayacak canım sen ne yapsanda,
olmayacak. Sen , biri senin için her şeyden vazgeçmişken, ondan
nasıl vazgeçtiğini mi anlatacaksın ? Sen her saniye özleyen
birine, sensiz bıraktığın saatlerin hesabını mı vereceksin?
Sen, sen diğeri, şu ve sen; siz, sizler?
Böylesine sevilmişken,
nasıl sevemediğinizi mi anlatacaksınız? Verdiğiniz hangi zararı
telafi ediceksiniz? Değer veriyorum diyen insanların bu denli
boşluğa düşmesine izin verdiniz, sahi nasıl çıkaracaksınız
onları bu boşluktan? Yok olan hayalleri yeniden mi kuracaksınız?
Umutları geri mi getiriceksiniz, zaten zorla elde edilmişken?
Onları, bizi, üzdüklerinizi boğulmaktan nasıl kurtaracaksınız?
Mutlu olduğunuz anların ne kadar uzakta kaldığını belki de ne
kadar yalan olduğunu mu itiraf edeceksiniz? Bir değerimiz olduğuna
hatta mutluluğamı inandıracaksınız? Ağlarken hıçkırıklarımı
mı durduracaksınız? Hangi intiharı önleyebilirdiniz sebebi
sizken ? Şimdi dağılmış kişiler var arkanızda kalan. Elinizden
ne gelir? Daha kırılmış yaralı kanatlarını onaracağım
kelebeğim kendimde yaralı iken. Hiç bir şey daha iyi
hissettirmiyor. Ama merak ediyorum; nasıl hesap vereceksiniz? Siz,
hatta tek soruyorum sen; hangi göz yaşını ödeyebilirsin? Daha
fazla göz yaşı dökülmeden gel. Yağmur ve gecenin siyahı bize
yol göstersin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder